Ayşe Yağcı’dan İz Bırakan Rotalar: Gökçeada Köyleri

17 Haziran 2020

Seyahat tutkusunu mesleği ile birleştiren Jules Verne Business Mice Travel kurucu ortağı ve genel müdürü Ayşe Yağcı, 25 yılı aşkın süredir dünyayı gezerken biriktirdiği eşsiz anıları seyahat severlerle paylaşıyor. Hiç bitmeyen seyahat merakını, O’nu en çok etkileyen destinasyonları, unutamadığı deneyimleri, başına gelen ilginç olayları anlatıyor. Yazı dizimiz Gökçeada ile devam ediyor.

Gökçeada gezimizin ikinci bölümü yine ada ruhu ile dolu! Geçen hafta “Gökçeada’ya nasıl gidilir?”, “Gökçeada’da neler yapılır?” bahsetmiştim.

Henüz Gökçeada yazımın ilk bölümünü okumadıysanız buraya tıklayabilirsiniz. 

Adanın farklı yüzleri var, spor meraklıları için kiteboard, deniz tutkunları için güzel kumsallar ve pırıl pırıl deniz, tarih ve mitoloji meraklıları için İlyada’yı konu olan hikâyeler… Bence adanın en keyifli yanı her biri ayrı bir karakter taşıyan Rum köyleri. Geçen hafta Rum köylerine Zeytinliköy ile başlamıştım.

Adada kentsel SİT alanı ilan edilmiş ve koruma altına alınmış dört köy var. Zeytinliköy, Tepeköy, Dereköy ve Bademli. Çok güzel bir diğer köy ise Kaleköy ama SİT alanı değil. Bugün köyler gezimize devam ediyoruz.

Köylerin temel ortak özellikleri var: Parke taşlı daracık yollar, köy meydanı, kilise… Bazı köylerde bakımlı ev sayısı fazla bazılarında ise harap evler öne çıkıyor. Farklı yerlerde yaşayan Rum vatandaşlar senenin belli dönemlerinde gelip evlerini açıyor, bu zamanlar köylerin daha renklendiği zamanlar oluyor. Son senelerde ciddi bir turistik hareket de var. Buralardaki restoranlara, kafelere, otellere ilgi çok. Adalılar bu durumdan memnun olmakla birlikte adalarının sakinliğine ve karakterine de bağlılar. Bu yüzden  bayramlardaki yoğunluktan hoşlanmıyorlar.

Adada yaşamak ayrı bir ruh hali. Her istediğinize hemen ulaşmak bazen mümkün olmuyor. Ulaşım sınırlı, hava şartları büyük rol oynuyor. Bu durum adada ortak bir yaşam kültürünü doğuruyor. Kiminle konuşsanız adadan, ada hayatından bahsederken büyük bir mahalleden bahsediyor algısına kapılıyorsunuz.

Kaleköy ile gezimize devam edelim…

Kaleköy iki bölümden oluşuyor. Aşağı Kaleköy ve Yukarı Kaleköy. Adından anlaşılacağı gibi deniz seviyesinden kıvrılarak bir tepeye varıyorsunuz Yukarı Kaleköy için. Adanın en güzel gün batımını buradan seyredebilirsiniz.

Yukarı Kaleköy’de meydanda ağaçlar altında Mustafa’nın Kayfesi var. Sabah kahvaltısı, kahve & çay için keyifli bir mola yeri. Tüm köylerde olduğu gibi burada da şahane fotoğraf kareleri var. Hemen yanında ufak bir kilise. İmroz sabun ve Mum Atölyesi de kilisenin hemen arkasına konumlanmış. Adanın ürünleri ile sabunlar, mumlar burada üretiliyor.

Her yer çok bakımlı değil ama yer yer bakımsızlık hali buralara yakışıyor. Ada bir yandan bize geçmişteki günlerini hatırlatırken buralarda ne hayatlar yaşanmış dedirtiyor. Ama şunu da özellikle söylemeliyim ada bugünkü yaşantısıyla size huzur ve keyif veriyor.  Yukarı Kaleköy’de günbatımını en iyi izleyeceğiniz yer ise tepedeki kale kalıntılarnın olduğu yer ya da Poseidon Restaurant. Sezonda biraz kalabalık olabilir ama manzaraya için mutlaka gitmeye değer.

Tüm adanın en gözde oteli olan Anemos da Kaleköy’e çıkan yokuşta yer alıyor.  Adanın alametifarikası olan taş evlerden oluşan otelin manzarası da çok güzel.

Aşağı Kalaköy ise deniz kenarında ve oldukça turistik. Adayı tekne ile dolaşmak isterseniz burada tekne kiralamak mümkün.

Eski Bademli Köyü…

Adanın en eski ve en bakir köyü. Son senelerde tüm köylerde olduğu gibi burada da büyük şehirlerden kaçıp ufak bir ev alıp yerleşenler var. Bu nedenle kış aylarında ıssızken yaz aylarında daha dolu ve renkli oluyor. Köyün eski adı Gliki Rumca’da şeker, tatlı anlamına geliyor. Yeni adı Bademli ise ilhamını köy etrafındaki badem ağaçlarının bolluğundan alıyor.

Yeni Bademli köyü ise sonradan yapılan adayı Türkleştirmek için Türkiye’nin farkllı illerinden getirilen aileler için kurulmuş. Bugün daha çok pansiyonların yoğun olduğu bir bölge.

Rotadaki son köy Tepeköy… 

Gökçeadanın en yüksek köyü adını da buradan alıyor zaten. Meraklis Taverna, Baba Yorgo, Köy kahvesi köyde birbirine yakın keyif adresleri. Evler, kahve ve genel olarak her yer daha bakımlı. Adanın evleri, kapıları neşeli renklerde boyanmış, köy çiçeklerle süslenmiş gibi. Tepeköy ün bir özelliği de 15-22 Ağustos tarihlerine denk gelen Meryem Ana Yortusu’nun en önemli köyü olması! Ortodokslar 15 Ağustos’ta Merymn Ana’nın göğe yükseldiğine ve cennete kabul edildiğine inanıyorlar. O gün evlerde yemekler pişiyor ve köy meydanına kurulan uzun masalarda herkes yemeğini paylaşıyor. Müzik, dans, sohbet, yemek dolu neşeli bir gün yaşanıyor.

Köylerden kısa notlar:

  • Merkezden Kuzu Limanı’na giderken Ecem Mantı var. Kıvrıla kıvrıla çıkılan yol ile varılan Ecem Mantı’ya geldiğinizde bahçeye atılan masalar ve ada manzarası var. Kahvaltısı da mantısı da ayrı güzel.
  • Gökçeada Devlet Hastanesi’nde 15 yıl görev alan Uzman Dr. Hakan Eyi adada uygun tarım alanı arayışındayken lavanta üretimine daha yatkın olduğunu fark edip Şirinköy’de lavanta ekimi ve üretimine başlamış. Geçtiğimiz yıl mahsullerini alan Lavanta Adası Gökçeada’ya ilgiyi arttıracak.
  • Tepeköy’e gelince Barba Yorgo’da mola vermek gerek. Taverna ruhunu yaşatan, oğlak eti ve şarapları ile ünlü mekân.
  • Tepeköy köy meydanında Niko’nun Yeri’nde keyifli zaman geçirmek mümkün. Ada ziyaretiniz 15 Ağustos’a denk gelirse Meryam Ana Yortusu kutlamasına denk gelebilirsiniz.
  • Bademliköy’de efibadem kurabiyesi denince adres belli: Meydani Pastanesi.
  • Hediyelik eşyalar için Kokina güzel bir seçenek.

“Ayşe Yağcı İz Bırakan Rotalar”  Serisi

Hikayeleri, doğası ve insanlarıyla bir bütün olan Gökçeada izlenimlerinin ilk bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyanın hiçbir yerine benzemeyen ülkesi Hindistan deneyimlerimi okumak isterseniz yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

İyinin kötüye karşı zaferini simgeleyen Holika’dan ilham alan Holi Festivali ritüelleriyle birlikte “Göller Şehri” Udaipur yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

Doğanın sahibi olmadığımızı, sadece birer misafir olduğumuzu hatırlatan Güney Afrika Safari yazımı okumak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

Asya’nın dış dünyaya yeni açılan ülkelerinden, “Mutlu İnsanlar Ülkesi” Bhutan deneyimlerimi okumak isterseniz yazıma buradan ulaşabilirsiniz.


Size özel seyahat programı için:
travel@julesverne.com.tr

JULES VERNE GEZİLER

Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

    Mesajınız kapsamında bizlere iletmiş olduğunuz veriler arasında; ırk, etnik köken, siyasi
    düşünce, felsefi inanç, din, mezhep veya diğer inançlar, kılık ve kıyafet, dernek, vakıf ya da sendika
    üyeliği, sağlık, cinsel hayata ilişkin veriler, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili veriler,
    biyometrik ve genetik verilerin bulunmadığından emin olmanızı rica ederiz.
    *Doldurulması zorunlu alanlar
    Bilgi güvenliğiniz bizim için önemli, o yüzden %100 gizlilik sunuyoruz.

    Kişisel Verilerin İşlenmesine İlişkin Açık Rıza Metni

    Onay vermiş olmanız halinde kişisel verileriniz ABH Turizm Temsilcilik ve Ticaret A.Ş.- (JULES VERNE BUSINESS MICE TRAVEL) tarafından;

    Ürün ve hizmetlerimizin sizlerin beğenilerinize, kullanım alışkanlıklarınıza ve ihtiyaçlarınıza göre özelleştirilerek sizlere önerilmesi; analiz, segmentasyon veya hedefleme çalışmalarının yürütülmesi; size özel ürün veya hizmet tekliflerinin, yeni ürün duyurularının, kampanyaların, promosyonların sunumu ile diğer pazarlama aktivitelerinin yürütülmesi; anket ve müşteri memnuniyet ölçümü çalışmalarının gerçekleştirilmesi ve bu kapsamda sizlerle elektronik yollarla iletişime geçilmesi amaçları ile işlenebilecek ve amaçlar doğrultusunda hizmet aldığımız üçüncü kişi tedarikçilerimizle paylaşılabilecektir.